-
Ne der
Beğendiğim şarkıların hep bir öncekilerini duyuruyorumUluorta cephelerde savaşırken zayıf yerlerim belli olmasınAyıp olurKomşu ne derAh yazıkAltını çizdiğim cümlelerYanına en kırılgan deniz yıldızlarımı iliştirdiklerimNe der Üç renkten daha fazlasını karıştırmaya korkuyorumDalga köpüklerini yediğimde hücrelerim şımarmaya başlamasınDua ederimTanrım ne derAh çocuğumParmağımla sildiğim yaşlarSıkı sıkı en kıvırcık rafyayla kucakladıklarımNe der
-
Bir fotoğraflık haktan bahsediyorum
Bir fotoğraflık haktan bahsediyorumNasıl ise öyle kalınanNe inkar edilesiNe yırtıp atasıca denilenÖylesine bir an kadarBir anı kadar“Ben böyle miydim” dedirtenYa da “bu ben miyim gerçekten”Bir fotoğraflık haktan bahsediyorumUnutulanların, unutulasıların, unutulacakların aralarında bir yerlerde işte…
-
Şuncacığız ya
Etrafındaki bütün suratlar asıkYa da değilBaktığın açıBaktığın acıSenin değil. Dur biraz, dur hadi. Dur(a)madığın içinDarmadağın hafızan, kalbin, nefesin? Kitaplarda yazmaz buDillerde dönmezŞaşır hadiSana kıyağımSana kıyayım Hepimiz şuncacığız ya nasıl olsa… HaBir fazlaHaBir eksik.
-
Rahat
Rahatta dinliyorduk söylenenleri Sanki yuvamızı tek sıra halinde… …terk etmeyecekmişiz gibi mi? Çünkü Çünkü büyük hayaller daha fazla kan ister Rahatta dinliyorduk oysa ki
-
Söyle bir yorgun sen misin oyuncak bebek?
Plastik sarmış dört bir yanını Ama güvendesin, güvende değil misin? Acıtsalar sanki azıcık, acımaz canın Kanatsalar biraz, kanamaz gibi Kanar mısın? Ah yanıyorum Ve kabuk kabuk İçli içli Dökülüyor dokunulan yerlerim Senin yerlerin? Senin yerin? Hala ağlar mıyız? Acıklı sonu belli Kapalı, puslu filmlere? Hala oynar mıyız?
-
Kurt’ul Mak Ne Mümk’ün
Labutlar halinde dizilmiş tüm düşmanlarımı İçine taş ve diken sakladığım kar toplarıyla Birer birer devirmenin tadı eşsiz Cepkenime kadar işlemiş bu is kokusu Kurt’ul mak ne mümk’ün Kırmızı esir aldı mı bir kere gözün ferini Kurt’ul mak ne mümk’ün Tabutlar halinde dizilmiş tüm hatıralarımı Köküne tutku ve takıntı sürdüğüm süsen buketleriyle Birer birer gömmenin tadı…
-
Ve hiç de istemediği bir masalı duymak zorunda kalabiliyor insan
Yazmalı, değil mi, insan? Kağıda, kitaba Taşa, toprağa En çok da duvarlara Dört duvarına Ah nasıl da unutuyor bu hücreler Sonra tamamlamak için uğraşıyor insan… Hiç ummadığı bir anda Zaman, Bir hediyesini daha Verebiliyor Ve hiç de istemediği bir masalı Duymak zorunda kalabiliyor insan Büyümemeli, değil mi, insan? Utanarak, uslanarak Sağlı, sollu En çok da gizlenerek Hep gizleyerek…
-
Gıybet
Uzatılan avuçlarda mum söndürmekten Yahut yeni doğmuş filizleri çiğ çiğ çiğnemekten midir acep Bütün günahlarımız? Günahkârız Gün olur ağlarız Gün olur “ah”larız Sürüsünden ayrı düşmüş kör bir bulut misali Yağa yağa biteriz Umurlarda bile olmadan…
-
Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır.
Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır. Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır.. Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır… Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır…. Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır….. Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır…… Fotoğraflar yalan söylemekten aciz en acımasız varlıklardır…….
-
videoteyp bantları
parmak izlerine bulanmış videoteyp bantlarına sarılmış uyuyoruz biz… her an yanabiliriz herkesin lekesi üzerimizde biz… külle yahut tükürükle ovulabiliriz